Eğitimde Finans Kaynakları -1-
- Eğitim Finansmanı
Eğitimde finansman konusu, eğitim ekonomisinin temel çalışma konularından biridir. Eğitimin finansmanı söz konusu olduğunda eğitim hizmetlerinin üretimi ve sunulması için gerekli olan fiziki ve finansman kaynakları anlaşılır. Eğitim yatırımları, personel maaş ve ücretleri, planlama giderleri, hizmetin üretimi için gerekli donanım ve cari giderlerin karşılanması, finansmanla ilgili başlıca konulardır . Eğitimin finansmanı, genel anlamda eğitim için fon sağlamak ve sağlanan bu fonları en etkin bir şekilde kullanmaktır. Ayrıca, eğitim sisteminin finansmanı, eğitimin tüm boyutlarını etkileyen ve diğer çalışma alanlarıyla iç içe olan bir çabayı gerektirir. Bu nedenle, eğitimin finansmanı, eğitim sektörünün mevcut sorunlarının temel nedenlerinden birisi olduğu gibi, öngörülen hedeflerin gerçekleşme olanaklarını da sınırlayan bir faktördür .
Eğitim finansmanı öğretim tür ve düzeylerinin sunumu için gerekli kaynaklara karşılık gelen parasal kaynakların elde edilmesi ve farklı öğretim tür ve düzeylerinde farklı sosyo-ekonomik kökenden gelen birey ve gruplara dağıtımı sürecini ifade etmektedir . Eğitim hizmetlerinin üretim ve arzı için bir takım kaynaklara ihtiyaç vardır. Bu kaynaklar, eğitim hizmetlerinin sunumu için gerekli olan fiziki ve beşeri üretim faktörlerini sağlayan kıymetler veya parasal kaynaklardır. Eğitime finansman sağlamanın en önemli belirleyicisi devlettir ve finansman sağlama işi devletlerin onların yönetim biçimleriyle ve izledikleri siyasetle de ilgilidir. Bu nedenle devletler eğitimi karma, tam kamusal mal ya da özel bir mal olarak algılayabilirler.
Eğitimin finansmanı, eğitim hizmetlerinin sunumu için gerekli parasal kaynaklarının elde edilmesi süreci olduğu gibi, kullanılan kaynakların farklı bölgeler, iller, eğitim tür ve düzeyleri, farklı sosyo-ekonomik düzeydeki bireyler ve gruplara dağılım süreci olarak tanımlanmakta ve belirtilen bu finansman türü kamu fonları, öğrenci harçları, sınav ve kayıt harçları ile kitap ve diğer malzemeler için yapılan özel eğitim harcamaları, özel fon vb. tarafından oluşmaktadır. Bir ülkede üretilen eğitim hizmetinin nicel ve nitel düzeyi ise eğitim için ayrılan parasal kaynaklara ve bunlarla sağlanabilen girdilerin niteliğine ve niceliğine, eğitim teknolojisine ve eğitim sisteminin yapı ve işleyişine bağlıdır. Eğitimin birey, firma ve toplumların geleceğine yatırım yapması gibi bir özelliği ortaya çıkmaktadır . Bundan dolayı eğitim, ekonomik ve sosyal hayatın değişimini gerçekleştirirken aynı zamanda refah düzeyi ve yaşam kalitesinin artırılmasında kritik bir rol oynamaktadır.
Dünyada zaman içinde eğitime olan talep artışına bağlı olarak birçok ülke, eğitime kaynak sağlama konusunda sorunlar yaşamaktadır. Bu bağlamda alternatif kaynak arayışları gündeme gelmektedir. Günümüzde eğitim, sadece belirli yaş gruplarına göre düzenlenmiş zorunlu temel eğitimle sınırlı olarak görülmemekte; talep edilen eğitimin süresinde sürekli bir artış olmakta, bütün dünyada “yaşam boyu öğrenme” anlayışı yaygınlaşmaktadır. Bütün vatandaşlar için her yaşta eğitim hizmetlerinin sunulması, alternatif kaynakları da gerekli kılmaktadır. Bu nedenle her düzeydeki eğitime olan talebin artması karşısında söz konusu talebi karşılayacak kaynakların sağlanması da önem kazanmaktadır .
Eğitim, yatırımlarının geri dönüşü olan ve getirisi yüksek bir hizmettir. Eğitim yatırımlarının getirisi bireysel olarak eğitim sonrası elde edilen gelir ile eğitim için yapılan harcamaların birbirine oranı ile belirlenirken, toplum açısından ise bireyin eğitimi ile ortaya çıkan katma değer ile eğitim amacıyla yapılan toplam harcamaların birbirine oranı ile belirlenir. Eğitimin bireysel ve toplumsal getirilerinin az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür .
Günümüzde eğitim harcamalarının finansmanı kimi zaman sorun haline gelmektedir. Çünkü eğitim hizmetinin ne kadarının devlet tarafından, ne kadarının ise kullanıcı tarafından finanse edileceği belirlenirken, ortaya çeşitli görüşler atılmaktadır. Yarı kamusal bir hizmet olan eğitim için bireyler mümkün olduğu kadar az bir bedel ödemek isterler, özellikle özel eğitim kurumları bu konuda farklı fikirlere sahip olabilmektedir. Bir kamu hizmeti kapsamında değerlendirildiğinde eğitim bedeli piyasa koşullarının çok daha altında yer alabilmektedir. Asıl amacın sosyal faydayı arttırmak istenmesi olduğundan özellikle devlete ait eğitim kurumlarından faydalanan vatandaşlarının maliyetinden çok daha düşük miktarda bedel ödediği de görülmektedir.
Mehmet Birekul, 2016